Wednesday, December 25, 2013

Cevizli tuzlu kurabiye



cevizli tuzlu kurabiye 1
Bir vakit, eski zamanların birinde hayattan pes etmiş bir adam varmış. Sıkıntılarına çare bulamaz olmuş. Hiç kimse onun derdine deva bulamamış. Köyün birindeki bir pir-i fani bu adama bir bilgeyi önermiş. “Biraz ters gibi görünür amma sana hayatının dersini verir. Âlimlerin yıllarca öğretemediğini kısa sürede öğretiverir.” demiş. Bizim adam koyulmuş yola. Az gitmiş uz gitmiş, nihayette bilgenin bulunduğu kasabaya ulaşmış. Sormuş soruşturmuş bilgenin evini bulmuş. Bilgenin yanına varmış. Önünde diz çökmüş. “Efendim! İçimde ve hayatımda öyle sıkıntılar var ki anlatamam.” demiş. Anlatamam demiş amma uzun uzadıya da anlatıvermiş. Bilge hiçbir şey demeden dinlemiş. Sonunda:

“Git bakkaldan iki tane yarım kiloluk tuz al da gel.” demiş. Derviş bilgenin niyetinin anlamamış. İçinden, “Ne alaka! Ben derdimi anlatıyorum bilgenin dediğine bak. Adamın kafası tuzda. Herhalde kendi işini gördürecek bana.” diye söylenmiş.

Söylenmiş söylenmesine de bakkala doğru yola koyulmayı da ihmal etmemiş. Tuzu alıp gelmiş sonunda. Birazcık hışımla bırakmış bilgenin önüne. Bilge önünde duran bir tas suyu göstererek

“Şimdi bu tuzlardan birini bu tasın içine boşalt ve karıştır.” demiş.

Adam denileni yapmış. İşin nereye varacağını merak ediyormuş doğrusu.

Bilge “Şimdi bu suyu iç.” deyince iyice öfkelenmiş.

Bilge ısrar etmiş, “Derdine çözüm bulmak istiyorsan iç, yoksa bırak git.” Diye sert çıkmış. Adam mecburen içmiş çorak suyu ama içmesiyle ağzından püskürtmesi bir olmuş.

“Nasıldı?” diye sorunca Bilge, “Nasıl olabilir ki, çorak tabi ki.” diye de cevap vermiş.

Bilge yüzünde hafif bir gülümseme ile “Beni takip et.” demiş. Koyulmuşlar yola. Varmışlar berrak bir göl kenarına.

Bilge “Şimdi diğer tuzu göle boşalt” demiş. Adam şaşkınlık içinde denileni yapmış. “Eğil ve gölden de su iç” diye devam etmiş bilge.

Biçare adam denileni yapmış. Eğilip gölden su içmiş. Bilge gülümseme ile “Bu suyun tadı nasıl peki?” diye sormuş.

Adam “Gayet güzel, sade ve leziz” diye cevap vermiş. Bunun üzerine bilge:

“Hayat da böyle evlat. Senin sıkıntıların da tuz misali. Zaman olur bu sıkıntıları azaltamazsın. Miktarını düşüremezsin. Sıkıntıyı çekmek zorunda kalırsın. Lakin yapabileceğin bir şey var: Duygularını, düşüncelerini geniş tutmak. Bakış pencereni genişletmek. Aynı tuz bir tas içinde sana sıkıntı verirken bir göl içinde etkisini bile gösteremez.”

Bazen biz sıkıntıları o kadar merkeze alırız ki, hayatımızın diğer alanlarını es geçeriz. Bir sineği gözüne yaklaştıran insan bir süre sonra sinekten başka bir şey göremez olur. Sanırım hayatta neye baktığımızdan ziyade nereden baktığımız önemli.

Siz nereden bakıyorsunuz hayata?



"Doğan CÜCELOĞLU'nun, Eğitimindeki Katılımcılarla bir konuşmasından alıntıdır."


Malzemeler


1 adet yumuşak margarin


1/2 su bardağı sıvı yağ


1 su bardağı yoğurt


2 adet yumurta(Birinin sarısını ayırın)


2 adet kabartma tozu


1 şeker  kaşığı tuz


1/2 çay kaşığı toz şeker


6,5 su bardağı un


1 su bardağı ceviz


Bir tutam sevgi


Üzerine


Yumurta sarısı


1 şeker kaşığı sıvıyağı


Yapılışı


Margarini, sıvıyağı, yoğurdu, yumurtaları yoğurma kabına alın ve iyice yoğurun.


Elenmiş un, kabartma tozlarını ve toz şekeri harmanlayın ve yavaş yavaş ekleyerek yoğurun.


Kırılmış cevizleri ekleyerek yeniden yoğurun. İstediğiniz şekli verin.


Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizin ve üzerine çırpılmış yumurta sürün.


Önceden ısıtılmış fırında pişirin.


Afiyet olsun.


 


No comments:

Post a Comment